Kitabın Konusu
Deniz kenarında yaşayan ve martıları seven bir adam vardı. Her sabah denize inip martılarla dolaşırdı. Yanına sayılamayacak kadar çok, yüzlerce kuş gelirdi. Bir gün babası ona dedi ki, ‘Martıların seninle dolaşmaya geldiklerini duyuyorum –birkaçını bana getir de oynayayım.’ Ertesi gün, deniz kıyısına gittiğinde, martılar başının üstünde turladılar ama aşağı inip yanına gelmediler. Yaşam bir dedikodudan ibaret, yaradılışın sonsuz sessizliğinde anlatılan bir dedikodudan ve insanoğlu dedikodu üreten bir tür. Bir Tanrı değilsen mutlaka dedikoduyu seviyorsundur: Adem ile Havva’nın öykülerin seviyorsundur.; eski Yunan, Roma, Çin öykülerini seviyorsundur. Milyonlarcası var – hepsi de güzel. Bu dünyanın keyfini çıkarmak yanlış bir şey değil. Dünyada kal, ama yine de maddiyatçı olma – işte iki zıt nokta arasında yaşamanın, kendini dengelemenin sırrı, işin püf noktası burada. Çok dar bir yol, tıpkı bıçak sırtı gibi – ama tek yol da o. Bu dengeyi kaçırırsan gerçeği kaçırmış olursun. Şimdi bu dünyada kal ve yoluna devam et ve benliğinden kahkahayı eksik etme, Tanrı yolunda dans et! Tanrı yolunda hep gül! Tanrı yolunda şarkılar söyle!